Sureti Meşrulaştırmaya Çalışan Fasıkların Bir Şüphesine Cevap:
Allah Azze ve Celle şöyle buyurmuştur:
‘’Ona dilediği şekilde kaleler,
timsaller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar
yaparlardı.’’ (Sebe 13)
Temasil: Arapçada insan, hayvan,
ağaç, çiçek, nehir veya herhangi bir cansız varlık olsun tabii bir varlığın
benzerinin taklit edilmesi anlamına gelen timsal kelimesinin çoğuludur.
‘’Timsal,
Allah tarafından yaratılan bir şeye benzemesi için yapılan bütün sûni şeylerin
ismidir.’’(Lisanü’l-Arab)
‘’Timsal; canlı olsun,
cansız olsun bir varlığa benzemesi için yapılan bütün
resimlerdir.’’(Tefsir, el-Keşşaf)
Bunlara dayanarak Kur’an’daki bu
ifadenin, Süleyman (aleyhisselam) için yapılan ‘’heykeller’’ in insan ve hayvan
heykelleri veya resimleri anlamına gelmediğini söyleyebiliriz.
Bunlar
Süleyman aleyhisselam’ın binalarını ve eserlerini süslediği manzara resimleri,
çiçekli düzenlemeler veya başka tür dekorasyonlar da olabilir.
Bu yanlış anlamaya Süleyman
aleyhisselam’ın kendisi için peygamberlerin ve meleklerin resmini yaptırdığını
söyleyen bazı müfessirler sebep olmuştur. Bu müfessirler israilî
Haberlerden
yararlanmışlar ve daha önceki şeriatlara göre resim yapmanın haram olmadığı
sonucuna varmışlardır.
Fakat bu îsrailî haberleri zikredip
rivayet ettikleri halde, Süleyman aleyhisselam’ın, Musa aleyhisselam’ın
şeriatına tabi olduğu ve onun şeriatında olduğu gibi insan ve hayvan resim ve
heykelleri yapmanın haram olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar.
Fakat Müslüman müfessirler bu İsraili
rivayetleri zikretmelerine rağmen Muhammed sallalahu aleyhi ve sellem’in şeriatında
bunu haram kılındığını belirtmişlerdir. Bu nedenle hiç kimseye Süleyman
aleyhisselam’ı taklit ederek fotoğrafı ve heykel yapmayı helal kılmak isteyen
bazı kimseler Kur’an’ın bu ayetini delil olarak alırlar ve şöyle bir iddiada
bulunurlar:
‘’Allah’ın peygamberi böyle yaptığına
ve Allah da kitabında peygamberinin bu davranışını zikrettiğine, bunu kabul
etmediğine dair bir ifade de bulunmadığına göre, bu helal olmalı.’’
Batıyı taklit eden bu kimselerin
iddiası iki sebep yüzünden yanlıştır. Birincisi, Kur’an’da kullanılan Temâsil
kelimesi sadece insan ve hayvan resmi anlamına gelmez, cansız nesnelerin
resimleri içinde kullanılır. Bu nedenle sadece bu kelimeye dayanılarak Kur’an’a
göre insan ve hayvan resimleri yapmanın helal olduğu sonucuna varılamaz.
İkincisi, sahih senetlerle ve birçok kanaldan rivayet edilen hadisler,
peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in canlıların resimlerini yapmayı ve
bunları evde bulundurmayı göstermektedir.
Bunlara karşın resim konusunda bazı
istisnalar yapan hadislerde rivayet edilmiştir.
Mesela Ebu
Talha Ensari radıyallahu anh’den rivayet edilen bir hadise göre üzerinde
resimli dokumalar bulunan perdeler asmak caizdir.(Buhari: Kitabü’l-Libas).
Aişe
(radıyallahu anha) hadisine göre Aişe radıyallahu anha üzerinde resimler
bulunan bir kumaşı yırtıp minder yaptığında Peygamber (sallallahu aleyhi ve
sellem) bunu yasaklamamıştır. (Müslim: Kitabü’l-Libas)
Salim bin Abdullah bin Ömer hadisine
göre, teşhir edilmeyen, göze çarpacak şekilde asılmayan ve halı gibi yere
serilerek kullanılan resimli kumaşları kullanmak haram değildir.(Müsned-i
Ahmed)
Fakat bu hadislerden hiçbirisi
yukarıda zikrettiğimiz hadislere muhalefet etmez. Bunlardan hiçbirisi resim
yapmayı ve boyamayı helal kılmaz, sadece bir adamın üzerinde resimler bulunan
kumaşı varsa, onu nasıl kullanması gerektiğini açıklığa kavuşturur. Bu konuda
Ebu Talha Ensari hadisi kesinlikle kabul edilmez, çünkü Peygamber sallallahu
aleyhi ve sellem’in üzerinde resimler bulunan bir kumaşı perde olarak
kullanmayı sadece yasaklamakla kalmayıp parçaladığını bildiren birçok sahih
hadise muhaliftir.
Bundan başka bu konuda Ebu Talha Ensari radıyallahu anh’ın kendi
uygulaması da, Tirmizi ve Muvatta’da
rivayet edildiğine göre, üzerinde resimler bulunan bir kumaşı değil
perde olarak asmak, yer yaygısı olarak bile kullanmama şeklindeydi.
Aişe
ve Salim bin Abdullah’ın hadislerine gelince onlar da, eğer bir resim önem
verilerek ve saygı gösterilerek yükseğe asılmaz ve önemsemeden yere yayılıp
halı olarak kullanılırsa bunun caiz olduğunu bildirirler. Buhari’nin
rivayetinde bu suretlerin baş kısımlarının kesilmesinin emredildiği
açıklanmıştır. Buna göre saygı gösterilmeyen bir yere konulsa dahi suretlerin
baş kısımları yok edilmelidir.
Bütün bunlara rağmen bu hadisler nasıl
olur da, boyama sanatını, resim ve heykel yapmayı insan medeniyetinin en
kıymetli başarısı olarak değerlendiren ve bunu Müslümanlar arasında da
yaygınlaştırmak isteyen bir kültüre meşruiyet kazandırmak için kullanılabilir?
Salih
Selef Suretlerden Sakınmış ve Sakındırmışlardır
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmetine resim konusunda
bıraktığı sünnet, bu konuda büyük sahabelerin uygulama ve davranışlarında
görülebilir. İslam’da kabul edilen fıkıh ilkesi, Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem’in merhaleler katedip ön emirler ve istisnadan sonra hayatının son
döneminde emrettiklerinin güvenilir ve salih islam kuralları olarak alınmasını
gerektirir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmetine o sünneti
bıraktığının kuvvetli bir delilidir. Şimdide bu salih ve muttaki kimselerin
resim konusunda nasıl tavır aldıklarına bakalım:
Ömer (radıyallahu anh) Hıristiyanlara şöyle demiştir: ’’Biz sizin kiliselerinize içlerinde
resim olduğu için girmeyiz.’’ (Buhari: Kitabü’s-Salahat)
İbn Abbas (radıyallahu anhuma) bazen kilisede namaz kılardı, fakat
içinde resim bulunmayan kiliselerde. (Buhari:Kitabü’s-Salahat.)
İslâm’ın bu kuralı, fakihler tarafından kabul edilmiş ve İslam hukukunun
maddelerinden biri sayılmıştır. Bu nedenle Allame Bedrüddin Ayni, Tevhid’le
ilgili olarak şöyle der:
‘’Bizim
büyüklerimiz(yani Hanefi fakihleri) ve diğer fakihler, canlı bir şeyin resmini
yapmanın sadece haram olmakla kalmayıp, kesinlikle yasaklandığını, resim yapan
kişi onu hor görerek kullanacak veya başka bir amaçla kullanacak olsa bile hiç
fark etmeksizin büyük bir günah olduğunu söylemişlerdir. Her ne tür olursa
olsun resmini yapmak ve boyamak haramdır, çünkü bu Allah‘ın yarattığına benzer
bir şeyler yaratma çabasıdır. Aynı şekilde kumaş üzerine veya halıya, para
üzerine, alet ya da duvar üzerine, neyin üzerine olursa olsun resim yapmak her
halükarda haramdır.
Fakat ağaç vs.
gibi şeylerin resmini yapmak haram değildir. Resmin gölgesi olsun veya olmasın
(boyama resim olsun yahut heykel olsun hiç fark etmez). Bu, İmam Malik, Süfyan-ı Sevri, İmam Ebu Hanife ve diğer
alimlerin görüşüdür.
Kadı İyaz kız çocuklarının oyuncak bebeklerinin bundan istisna olduğunu
söyler, fakat İmam Malik, onları satın almayı bile caiz görmemiştir.’’
(Umdetü’l-Kari 22/70).
İmam Nevevi, Müslim şerhinde ayrıntılı bir şekilde aynı görüşü ele
almıştır.(Bkz. Şerhu Nevevi, Mısır baskısı 14/81-82)
Bu
resim yapma konusundaki hükümler böyledir. Başkalarının yaptığı resimleri
kullanma konusuna gelince, Allame İbn Hacer, İslam fakihlerinin görüşlerini
şöyle zikreder:
‘’Malikî fakihi İbn Arabi, hor görülerek kullanılsa da kullanılmasa da
gölgesi olan suretlerin haram olduğu konusunda alimlerin icmaı olduğunu söyler.
Sadece kız çocuklarının oyuncak bebekleri ondan müstesnadır. İbn Arabi gölgesi
olmayan fakat (basılı halde, aynadaki görüntünün aksine)sürekli olarak kalıcı
olan suretlerinde hor görülerek kullanılsa da kullanılmasa da haram olduğunu
söyler. Fakat başı kesilirse, ya da organları veya parçaları birbirinden
ayrılırsa, kullanılabilir. İmamü’l Harameyn, üzerinde resimler bulunan perde ve
ya minderlerin kullanılabileceğini, fakat duvara veya tavana asılan resimlerin
haram olduğunu çünkü bunlarda saygı ve yüceltme bulunduğunu, oysa perde ve
minderde hor görmenin mevcut olduğunu ifade eden bir görüş zikretmiştir…
İbn Ebi Şeybe, İkrime’den rivayet
ederek sahabeden hemen sonra gelen tabiin alimlerinin, halıda veya minderde
bulunan resimlerin onların hor görüldüğü anlamına geldiği şeklinde bir
görüşleri olduğunu ifade eder. Onlara göre yüceltilerek yüksek bir yere asılan
resim haramdır, fakat yere serilip yayılan resimleri kullanmak caiz dir.
İbn
Sirin, Salim bin Abdullah, İkrime bin Halid ve Said bin Cübeyr’den de aynı
görüş rivayet edilmiştir.’’ (Fethü’l-Bari. 10/300)
Yukarıda zikredilen ayrıntılı açıklamalar, resmin haramlığının İslam’da
şüpheli ve tartışmalı bir mesele olmadığını, bilakis yabancı kültürlerden
etkilenen kimselerin kılı kırk yarma çabaları ile değiştiremeyecekleri bir
şekilde Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in apaçık emirleri, sahabenin
uygulaması ve İslam fakihlerinin ortak görüşleri ile belirlenmiş kesin bir
İslam kuralı olduğunu göstermektedir.